Vatanı Korumak Çocukları Korumakla Başlar! |
Tüm Türkiye’nin gündemine bir anda düşen ve hepimizin kalbini yakan elim bir olay daha, Narin! Aslında bu yazımda sizleri Kadın Hukuku’nun farklı bir konusu ile karşılayacaktım, ancak bu son vakıadan sonra o yazımı biraz daha erteleyerek kanayan yaramız ve hepimizi ağlatan kız çocuklarımızın başına gelen bu hadiseler hakkında birkaç kelam etme ihtiyacı hissettim.
Maalesef ki şunu hepimiz biliyoruz bu ne ilk oldu ne de son olacak! Her yıl kaybettiğimiz yüzlerce hatta binlerce yavrumuz gibi tarih sayfasında yerini alıp bizlerin kanayan yarası olmaya devam edecek. Bu olay elbette adli tıp ve yargı organlarınca aydınlatılıp çözümlenecektir fakat önemli olan bu kız çocuklarımızın başına bir musibet gelmeden gereken önlemi almaktır.
Evet çoğu kız çocuğunun okula başladığı günlerde herkesin içini yakan bu haber, tekrar toplumu çocuk koruma politikalarının güçlendirilmesi ve aile içi şiddetle mücadele için yapılan çağrılarda sıklıkla yer alarak bir uyanışa sürükledi. Kamuoyunda bu tür olayların önlenmesi için daha etkili adımlar atılması gerektiği konusunda geniş bir anlayış oluştu. Kız çocuğu olsun olmasın o empatiyi kurabilen herkes aslında bu politikaların tekrar gün yüzüne çıkarılıp düzenlenmesi gerektiğinde hemfikir oldu.
Peki bu konuda adalet için eşitlikçi bir yol haritasını nasıl çizeceğiz. Elbette burada yük bizden çok sorumluların omuzlarında. Günümüzde toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki farkındalık artmış olsada, kız çocuklarının hakları hala birçok yerde ihlal edilmektedir. Kız çocuklarının haklarını korumak ve desteklemek, hem bireylerin hem de toplumların geleceği için kritik öneme sahiptir. Kız çocuklarının hakları, bu hakların korunması için atılması gereken adımlar ve karşılaşılan zorluklar elbirliği ile atılmalı, gerek yetkililer gerek halk birlik halinde bilinç ve kararlılık kazanmalıdır.
Öncelikle bilinmelidir ki kız çocuklarının hakları, uluslararası hukuk ve çeşitli insani belgelerle güvence altına alınmıştır. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi (CRC) bu hakların temelini oluşturmaktadır. Ve bu metinde kız çocuklarının hakları şunları içerir:
-Eğitim Hakkı: Her çocuğun, cinsiyeti ne olursa olsun, kaliteli bir eğitim alma hakkı vardır. Bu sayede kız çocukları kişisel gelişimini destekler ve onları gelecekteki fırsatlar için hazırlayabilir.
-Sağlık Hakkı: Kız çocuklarının sağlık hizmetlerine erişim hakkı vardır. Bu hem fiziksel hem de zihinsel sağlık hizmetlerini kapsar. Sağlıklı bir yaşam için yeterli beslenme ve tıbbi bakım önemlidir.
-Korunma Hakkı: Kız çocuklarının her türlü şiddet, istismar ve ihmale karşı korunma hakkı vardır. Aile içi şiddet, çocuk işçiliği ve cinsel istismar gibi durumlar, kız çocuklarının haklarına açıkça aykırıdır. Bu da bizim ülkemizde Eğitim ve Sağlıktan sonra maalesef en yaralı olduğumuz alandır.
-Katılım Hakkı: Kız çocuklarının kendi yaşamlarıyla ilgili kararlar alabilme hakkı vardır. Bu, toplumsal karar mekanizmalarına dahil olmayı ve kendi görüşlerini ifade etmeyi içerir. Bunu bazı illerimizde daha sık görebilsek de maalesef Türkiye’nin çoğu yerinde hala eksikliğimiz mevcuttur.
-Kimlik ve İfade Özgürlüğü: Kız çocuklarının kimliklerini serbestçe ifade edebilmeleri ve kendi kültürel, dini ve kişisel kimliklerini koruyabilmeleri önemlidir.
Birleşmiş Milletlerin Çocuk Haklarında belirttiği bu maddelerdeki hususları elbette bir günde yerine getiremeyiz. Ancak düzenli ve planlı bir çalışma ve hassasiyet ile bunu başarabilecek güce de sahip bir millet olduğumuzu düşünüyorum. Bunun için; toplumda cinsiyet eşitliği konusunda eğitim ve farkındalık çalışmaları yaptığımız takdirde kız çocuklarının eğitim hakkı ve diğer hakları hakkında bilinç artırılacaktır.
Hükümet ve uluslararası kuruluşlar, kız çocuklarının haklarını koruyan yasaların uygulanmasını sağlamalıdır. Ayrıca, mevcut yasaların etkin bir şekilde denetlenmesi ve uygulanması gerekmektedir. Eğer mevcut yasalarımız daha güçlü bir hale getirilir daha koruyucu olmasının yanında daha caydırıcı cezalar olursa bu durumda bu tür menfi hadiselerin önüne büyük ölçüde geçilecektir.
Kız çocuklarının eğitim, sağlık ve korunma ihtiyaçlarını karşılayan destek programları oluşturulmalıdır. Bu programlar, özellikle daha dezavantajlı konumdaki Doğu bölgelerdeki çocukları hedef almalıdır.Tabii hükümet ve uluslararası kuruluşlar yaptığı reform seviyesindeki uygulamalar ile bu konuyu gündemde tutup her bir can için çok büyük bir titizlikle çalışacaksa da bizler de toplumun tüm kesimlerinin cinsiyet eşitliği konusunda bilinçlendirilmesi ve toplumsal normların değiştirilmesi adına elimizden geleni yapmalıyız. Medya ve diğer iletişim araçları, bu konuda olumlu bir rol oynayabilir. Dernekler ve topluluklar farkındalık yaratma konusunda belli organizasyonlar ve etkinlikler düzenleyebilir.
Evet bu uzun soluklu bir çözüm ve proje içermesi gereken hassas bir konudur, ne kadar acil ve katı önlemler alınıp, ne kadar büyük ölçüde bir farkındalık yaratılırsa her kız çocuğumuz için o kadar güçlü bir kalkan yaratılacak olup, başkaca elim bir hadiseye fırsat vermeyecektir.
Sonuç itibariyle ‘Kız Çocuklarının Hakları’ sadece bir toplumsal sorumluluk değil, aynı zamanda bir insan hakları meselesidir. Her çocuğun eşit ve adil bir şekilde yetişme hakkı vardır ve bu, sadece yasal değil, aynı zamanda etik bir zorunluluktur. Kız çocuklarının haklarını korumak ve desteklemek, daha adil ve eşit bir toplum inşa etmek için atılacak önemli bir adımdır. Bu hedefe ulaşmak için toplumsal bilinç, yasal düzenlemeler ve destekleyici programlar birlikte çalışmalıdır. Ve yazımı hiçbir zaman unutulmaması gereken bir Gazi Mustafa Kemal Atatürk sözü ile bitireyim. ‘Vatanı korumak çocukları korumakla başlar!’