Ev İşçisi Kadınlar ve Çalışma Hayatı |
Kadınların iş hayatında var olma mücadelesi yüzyıllardır devam ediyor. Ancak ne yazık ki, hala birçok kadın, iş hayatında karşılaştığı toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri nedeniyle emeklerinin karşılığını tam olarak alamıyor. Eşit işe eşit ücret prensibinin uygulandığını söylemek çoğu zaman mümkün değil. Kadınlar, aynı işi yapan erkek meslektaşlarına oranla daha düşük ücretlerle çalışıyor, kariyerlerinde ilerlemeleri çoğu zaman engelleniyor ve iş yerinde yaşanan cinsiyetçi tutumlar nedeniyle baskılara maruz kalabiliyorlar. Bu durum, sadece bireysel bir sorun değil, toplumsal bir adalet meselesi olarak görülmelidir.
Ev işlerinde, tarımda ya da düşük ücretli hizmet sektörlerinde çalışan milyonlarca kadın, hem düşük gelirle yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor hem de sosyal güvenlikten mahrum kalıyor. Örneğin çalıştıkları evde ev temizliğinde kullandıkları ağır temizlik malzemelerinden dolayı oluşan cilt hastalıkları ya da bel fıtığı gibi sağlık sorunları, sigortasız çalışan kadınlar arasında yaygın. Evde dolapların üzerini ya da evin camlarını temizlemeye çalışan bir kadın, düşerek hastaneye kaldırıldığında, sigortasız çalışıyorsa sağlık hizmetlerinden yararlanmakta zorlanıyor. Aynı şekilde, tarım işçisi kadınlar, güvencesiz oldukları için tedavi ve tazminat gibi haklardan yararlanamıyor. Bu durum, onların gelecekte emeklilik gibi haklardan yararlanamamasına da neden oluyor. Kadınların iş hayatına katılımı bu kadar engellenirken, toplumsal cinsiyet eşitliğinden bahsetmek mümkün değil.
Peki, bu sorunun çözümü için neler yapılabilir? Elbette, sendikaların ve sivil toplum kuruluşlarının bu konuda oynayabileceği büyük roller var. Hak-İş Hizmet-İş Sendikası, kadın işçilerin karşılaştığı toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldırmak adına çeşitli projeler ve programlar yürütüyor. Kadınların iş güvencesi ve sosyal hakları için mücadele eden Hak-İş, özellikle sigortasız ve güvencesiz çalışan kadınların bu haklardan yararlanmalarını sağlama konusunda önemli adımlar attı. Kadın işçilerin örgütlenmesi, eğitim alması ve sosyal güvenlik sistemine dahil olmaları için proje hayata geçiren sendika, iş hayatında kadınların karşılaştığı ayrımcılığa karşı çalışma yürütüyor.
Hak-İş Hizmet-İş Sendikası 1 No’lu Şube Başkan Yardımcısı ve ev işçileri proje koordinatörü Sayın Şebnem Arda, Marmara Bölgesi ve özellikle Bursa’da ziyaret ettiği mahalle muhtarlarını, hak sahibi kadınları ve konuya destek olabilecek yetkilileri bizzat ziyaret ederek konu hakkında bilgilendirme yapıyor. 20 bini aşkın hak sahibi kadına ulaşarak bilgilerini derleyen Şebnem Hanım ve sendika yetkilileri, 50 bin hak sahibine ulaşınca konunun Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne taşınmasına vesile olmuş olacak. Siyasi partilerin desteğini almak için yapılan görüşmelerde gereken destek sözünün alındığını biliyoruz.
Bu çabalar, iş hayatında kadınlar için daha adil bir düzenin kurulmasına yönelik umut verici adımlar arasında. Ancak, çabaların toplumun her kesiminden destek bulması şart. Kadınların eşit ücret, eşit fırsatlar ve güvenli çalışma koşulları talep etmesi sadece bireysel bir hak değil, toplumun daha eşitlikçi bir yapıya kavuşması için hayati önem taşıyor. Kadınların iş gücüne katılımını artırmak hem ekonomik kalkınma hem de toplumsal gelişme açısından büyük bir kazançtır.
Sonuç olarak, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini çözmek, yalnızca bir grup kadının mücadelesi değil, toplumsal bir seferberlik gerektiriyor. Hak-İş Hizmet-İş Sendikası 1 No’lu Şube Başkan Yardımcısı ve ev işçileri proje koordinatörü Sayın Şebnem Arda’ya bu yolda kolaylıklar diliyorum. Attığı adımlar, umut verici olmakla birlikte daha büyük bir dönüşümün başlangıcını işaret ediyor. Ancak, kadınların iş hayatındaki konumunu güçlendirmek için hepimize görev düşüyor; bu eşitsizliklerle mücadele etmenin bir yolu, kadınların iş hayatında eşit haklar talep etmeye devam etmesinden geçiyor.